17 Şubat 2016 Çarşamba

VİYANA(WİEN)

polonya'dan selamlar :) viyana hakkında yazmaya başlamadan önce geçen yazımda değinmeyi unuttuğum önemli bir konuyu bu yazıma yamayacağım:) halloween.
bu civarlarda halloween önemli mevzu bir diğer adıyla cadılar bayramı. buraya gelmeden önce genel olarak cadılar bayramına bakınca korkutucu kostümleri eğlenmek amacıyla giyip, yüzlerini boyayıp, korkutucu maskelerle çeşitli şakaların yapıldığı bir festival tarzı bir bayram olduğunu düşünmüştüm. ama polak(polonyalı) arkadaşlardan öğrendiğim kadarıyla bu bayram aslında ölen aile büyüklerinin mezarlarını ziyaret edip onlar için dua ettikleri ve mum yaktıkları bir bayrammış. modernleşen zaman ile değişikler olmuş daha sonra amerika ve ingiltere gibi popüler ülkeler tarafından dünyaya entegre edilmiş. böylece ortaya her cadılar bayramında renkli görüntüler ortaya çıkıyor.merak edenler için mezarlık ziyaretlerinden görüntüler ==>




GEL GELELİM VİYANA...
avusturya'nın başkenti, resmi dili almanca olan güzeller güzeli bir şehir. gez gez bitmeyen gerek mimarisi gerek yeşilliği ile göz dolduran favori şehirlerimden. otobüs, tramvay ve metro hatları çok ileri seviyede. ulaşım konusunda başarının zirvesini zorluyorlar yani :) hem akşam hemde gündüz gezme şansım olduğu için gerçekten şanslıydım.
Öncelikle Viyana'ya vardığımda akşamdı.Otobüsten indiğim yerden şehir merkezine(stephanplatz) metro ile ulaştım.Metro çıkışı Aziz Stefan Katedrali'ne çıkıyor.çok şanslıyımdır tesadüfen turistik yerleri bulma konusunda:)) sizler için çektiğim fotoğraflar-->





Tabiki ortalama insan boyu ile ancak bu kadarını fotoğraf karesine sığdırabildim:) ama merak edenler için genel bir görüntü olarak -->




yol yorgunluğu nereye düştüm ben diye etrafa şaşkın şaşkın bakarken boylu boyunca yere yatmış amcaya buradan saygılar göndermek istiyorum. ne yapıyor? diye bakarken çok kutsal bir amaç için yere yattığını fark ettim:) sanat ve mimari harikası olan bu katedrali tek kareye sığdırmaya çalışıyordu. başardı mı??? HİÇBİR FİKRİM YOK. ama bende çok merak ediyorum. o kadar kalabalıktı ki ben yerlere yatma cesaretini gösteremedim :):) az önce bahsettiğim gibi bu katedral viyana'nın merkezinde yer alıyor.1147 yılında inşa edilmiştir ve viyana'nın sembolüdür. roma gotik mimarinin güzelliklerinden. tabiki evet içine girmesem çatlardım.-->






katedral ziyaretinden sonra hostelime gitmek için düştüm yollara. hareketli viyana sokakları:)-->





Elbette bu kadar şehir süsü bizim için değil :) Noel ve yılbaşı hazırlıkları biz gittiğimizde başlamıştı. Yani viyana her zamankinden daha ışıltılıydı. Yolumun üzerinde olduğu için Avusturya Parlemento binasının ve Viyana Belediye binasını akşam gözüyle görmüş oldum. Parlemento ve belediye binası deyip geçmeyin mimari olarak başarının göklere ulaştığı yapıtlar bana göre. 
Öncelikle Avusturya Parlemento binası ile başlıyorum;  
ne yazık ki içini gezemedim :( metronun U2 ve U3 hatlarıyla ya da tramvay ile parlemento binası durağına ulaşabilirsiniz. Parlamento binasının mimarı Theophil Hansen'dır. binanın dışından kapı kulpları dahil duvarlara kadar içindeki her detayı tasarlamış-->





gün ışığında görmek isteyenler için(gündüzde gezdim tabiki)-->








Viyana Belediye binası(favorimdir kendisi);
Mimarı friederich von Schmidt'tir.Bina neogotik mimari tasarımı ile hayata geçirilmiştir. inşa 1872-1883 yılları arasında sürmüştür.Kulenin üzerinde Viyana'nın sembollerinden olan Rathausmann konulmuştur.








Hofburg İmparatorluk Sarayı/Cumhurbaşkanlık köşkü;
Hofburg İmparatorluk Sarayı, Avusturya'nın Viyana şehrindeki tarihi saraydır.Merkeze yakın olduğu için yürüme mesafesinde. Başta Habsburg hanedanlığı olmak üzere Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun birçok önemli kişisine ve hanedanına ev sahipliği yapmıştır.ancak günümüzde müze haline getirilmiştir.-->





Belvedere Sarayı;
Belvedere Sarayı, Landstrasse´de iki parçadan oluşur.Barok mimari eseridir.
Belvedere Sarayı, 1668-1745 yıllarında Savoy Prensi Eugen emri ile mimar Johann Lucas von Hildebrandt´a yaptırılmışdır. 
Yukarı ve Aşağı Belvedere Sarayı olarak iki parçadan oluşan barok yapılar birbirine çok geniş ve gözalıcı bir bahçe ile bağlıdır. 
Yukarı Belvedere Sarayı´nın en önemli özelliği ise Avusturya'nın II. Dünya Savaşı'n dan sonra özgürlüğüne kavuştuğu anlaşmanın burada imzalanmış olmasıdır.





 GÜZEL DEĞİL Mİ??? :) BENDE ÇOK SEVDİM.

Schönbrunn Sarayı;
Bu saray Habsburg hanedanı'nın yazlık sarayıdır. 
Schonbrunn Sarayı'nın ve bahçesini yapımı 1744-1749 arasında gerçekleşmiştir.1569'da Kutsal Roma İmparatoru sarayın bulunduğu yerde kaynayan su görüp, sudan biraz içmiştir.Tadını beğendiği için suyun üstünebir çeşme yaptırmıştır. Ve çeşmeye 'güzel çeşme' yani SCHÖNBRUNN adı verilmiştir.











   VEEEE KUŞBAKIŞI(evet evet bu resmi ben çekmedim)-->



Sabırla okuduğunuz için çok teşekkür ederim umarım resimleri beğenmişsinizdir. Merak ettiklerinizi sorabilirsiniz :) yorumlarınızı bekliyorum :)


24 Kasım 2015 Salı

RADOM

Uzun bir aradan sonra MERHABALAR. Bu yazı için biraz beklettim, derslerim başlayınca hızlanan tempoya ayak uydurmak biraz yorucu oluyor, öldü mü kaldı mı diye merak edenler için belirtmek isterim ki ; hala yaşıyorum :):) burada olduğum için her geçen gün daha mutlu oluyorum ve kendimi şanslı hissediyorum. gelelim yazıya... elbette polonya' nın başkenti varşova dahil birkaç şehir gezme fırsatım oldu ama bugünkü yazının konusu bu değil , bu yazımda bulunduğum şehirden bahsetmek istiyorum. Radom oldukça sakin ve güvenli bir şehir.günümüze modernize olsa da hala eski zamanlardan kalan sosyalizm izlerini görmek mümkün.aynı zaman da öğrenciler için mali açıdan külfetsiz bir şehir olması da önemli faktörler arasında,yemyeşil parkları, kafeleri... vs de unutmamak lazım. tabi bir de görkemli katedraller var. Radom'un en ünlü ve önemli katedrali olan  Józef Pius Dziekoński tarafından dizayn edilmiş Holy Virgin Mary Katedralini gezmemek olmazdı.




























eski bir mimari yapısı olan bu katedral Roma Katolik kiliselerindendir. Dışardan sade göründüğüne bakmayın içi oldukça gösterişli :)



gittiğimiz pazar günü olmamasına rağmen kilise yeterince doluydu.mum yakan ve dua eden insanları rahatsız etmemek için ortalıkta fazla gezinmedik :) oldukça etkileyici bi ambiyansı olan kiliseyi gezerken tatlı bir teyze yanımıza gelip lehçe bir şeyler söylemeye başladı doğal olarak anlamadık :) rusçası iyi olan bir arkadaşımız bize tercümanlık yaptığı için biraz daha sonra anlaşabildik teyzeyle(lehçe ve rusça slav kökenli bir dillerdir bu nedenle oldukça benzerler;) .meğersem bize nereli olduğumuzu soruyormuş :) türkiye diyince birden ankara demeye başladı ankaralı olduğumu söyleyince kocaman sarıldı bana. gerçekten mutlu bir andı. daha sonra Atatürk ve Anıtkabir dedi teyzemiz buraları gezmiş ve hayran kalmış. Atatürk'ü çok sevdiğini de eklemeyi ihmal etmedi :) konuyla bi alakası olmamasına rağmen güzel bi anım olduğu için paylaşmak istedim. :)

peki ne yenir ne içilir? 
birçok yemek gördüm ama tabiki hepsini deneme fırsatım olmadı ama polonya yemeklerinin en vazgeçilmezleri ve temeli soslarıdır diyebilirim. çok çeşitli çorbaları da var. çok bilinen ve geleneksel bir yemek olan  PİEROGİ'yi (bilen bilir bunu söylemek benim için genelde zordur:) deneme şansım oldu.


bilirim kaçmaz gözünüzden, siz de benim gibi mantıya benzetmişsinizdir:) mantı gibi görünse de tadı farklı tabi, içinde tavuk eti kullanılıyor. fotoğrafta belli olmasa da avuç içinin yarısı büyüklüğünde et oranı fazla haliyle :)farklı şeyleri denemeyi sevdiğim için benim hoşuma gitti, üzerinde ki sosu bilmesem de pieroginin lezzetini tamamlamış.Okuduğunuz için teşekkür ederim,bloğumu okumaya devam edin :)

1 Ekim 2015 Perşembe

İLK İZLENİM

MERHABALAR.
bu yazı için biraz beklettim ama bunun sebebi bildiğiniz tembellik :) güç bela valizlerimle yurt odama taşınınca biraz tadını çıkarmak istedim.gelelim yazıya... 3 gündür burada olmama rağmen çok kez çıkıp otobüslere binme şansım oldu. ama bunlardan bahsetmeden yolculuğumdan ve 5 saat aktarma beklediğim hava alanından kısaca bahsetmek istiyorum. Münih international airport oldukça büyük ve gösterişli bir hava limanı olmasına rağmen kaybolmak oldukça güçtür. Gitmek istediğiniz yer için okları takip etmeniz yeterlidir. ayrıca tek kişilik rahat koltukların olduğu kitap okuma bölümü de mevcut ki bu bölümde çok zaman geçirmiş biri olarak çok güzel düşünüldüğünü söylemeliyim. bu bölümde telefon vs. şarj etmek için bolca priz de buldunduğundan elinizde şarj ile  "nerede bu priz!" modunda dolaşmaya gerek yok :) sizler için kitap okuma alanından bir kare.


Aktarma yapılan bölümlerde beklerken ücretsiz kahve içebilirsiniz. kesinlikle çok güzel hepsinden tatmasam da içtiklerimi beğenmekle yetindim. kahve makinesinin sağında ve solunda gazeteler var sol taraftaki almanca sağ taraf ingilizcedir. tercih size kalmış :) 
Varşova'da indiniz bavullarınızı aldınız okul ve kalacağınız yurt varşova da değilse küçük bir şehir değişikliği yapmanız lazım. ama ne ile gideceğinize karar vermelisiniz. zeminde mavi ve yeşil oklar var biri otobüse giden yol için biri trene giden yol için. ben treni tercih ettim ancak tavsiye etmiyorum. çünkü makineden bilet almak yeterince zorken bir de hangi hattı kullanmanız gerektiğini bilmeden köstebek yuvası gibi tren istasyonunda kaybolmamak elde değil. ben şans eseri kaybolmadan radom'a gelmeyi başarsam da siz bir bilene danışın. ayrıca tren radom'a kadar gitmediği için ücretsiz bir otobüs aktarması yapmam gerektiği de doğrudur. her ne kadar zorlanıp söylensem de tren manzarasının harika olduğuna değinmem gerek. tabi ki sizler için fotoğraf çektim ancak hareket halindeki bir trenden çekildiğini hatırlayıp beklentilerimizi yüksek tutmayalım :)


polonya insanları için serin iklimin sıcak insanları diyebiliriz.tabi genele vurmak şartıyla :) ağır bavulları olan öğrencilere yardım eden güzel kalpli insanların olduğu bir şehir radom.  ilk gözlemim ise gerçekten temiz ve yeşil bir olması. ama beni en çok şaşırtan şey ise karşıdan karşıya geçerken yaya çizgilerinde bekleyenleri görünce yol vermek için duran arabalardı. yani kırmızı yanmıyordu ve duruyorlardı. "sürücünün böylesi" demekle yetindik :) dikkatimi çeken başka bir şey ise sokak hayvanlarının olmamasıydı. evcil köpek sahibi insan çok fazla ama henüz hiç kedi görmedim. bir de bisikletlileri unutmamak lazım.havaya aldırış etmeden bisiklet süren insan sayısı oldukça fazla. kaldırımın yarıdan bölünmüş ve yarısı bisiklet yolu yapılmış. yayalar diğer taraftan yürümek zorunda ki bu konuya gerçekten önem veriyorlar. şimdilik bu kadar esen kalın :)


26 Eylül 2015 Cumartesi

SON HAZIRLIKLAR BUNLAR

YENİDEN MERHABALAR :) 
Nihayet dört gözle beklediğim yolculuğuma saatler kaldı. Ankara'dan Münih'e Münih'ten Varşova'ya aktar aktar bitmeyen seyahatim içimin son hazırlıkları tamamlıyorum. Bildiğiniz gibi valiz konusu çok mühim. Yerden tasarruf için vakumlu poşetlerle kıyafetlerinizi küçültmenizi öneririm ki bende öyle yaptım :) hatta merak edenler için fotoğraf çekmeden edemedim. Gördüğünüz gibi vakumdan önce pofuduk kışlık kıyafetler.



Alttaki kırış buruşlar ise elektrik makinesinin küçük bir dokunuşundan sonra vakumlanmış halleri.Özellikle belirtmek isterim ki vakumlamak kıyafetlerin ağırlığını değiştirmiyor. Yani değiştiğini ya da ağırlaştığını söyleyenler olursa inanmayın, bizzat deneyimlenmiş kesin bilgidir :) Parfüm,şampuan gibi likit ürünleri bagaja vereceğiniz valize koyarsanız bir sıkıntı yaşamadan geçebilirsiniz ama uçakta yanınıza alacağınız çantanıza/el bagajınıza koyarsanız en sevdiğiniz parfümünüzü çöpe atmak gözlerinizi yaşartabilir.


Tabi vakumladım yer açıldı doldur her şeyi bavula demeyin çünkü vakumda olsa mucizeler yaratmaz :) kilo hakkınız sınırlıdır ve bu sınırı geçmek istemezsiniz çünkü geçme bedeli euro olarak ödeniyor. Sonra demedi demeyin:) İkinci önemli konu ise pasaport çantasıdır. Özellikle yurt dışına çıkacak olan herkese 1 tane edinmesini ısrarla tavsiye ediyorum. Sürekli olarak pasaportun yanınızda olması gerecektir ve kolay erişebilir olmasında fayda var. Pasaport çantası ince ve hafif olduğu için mont altından dahi kullanılabilir. Ek gözlerine nakit, otobüs kartı vs. değerli şeyleri de rahatça taşıyabilirsiniz.Bir örnek göstermek gerekirse işte budur benim kullanacağım pasaport çantası.Fazlaca bilgi dolu bir yazı oldu okuduğunuz için teşekkürler.